Ağaç bakımı konusunda bilgi vermeden önce ağaçların yapısını incelemekte fayda vardır. Ağaçlarda üç temel kök şekli bulunmaktadır. Bunlar kazık köklü ağaçlar, sığ (saçak) köklü ağaçlar ve kalp köklü ağaçlardır. Kazık kök şeklindeki ağaçlarda ağacın uzun bir ana kökü ve bu ana kökten ayrılan yan kökleri bulunur. Ana kök uzunluğu yetişkin ağaçlarda 1 -2 metreden 10-15 metreye kadar oldukça uzun olabilmektedir. Yaz kuraklığı sıkıntı olan bölgelerde ancak derin kök yapabilen bitkiler, derin toprak tabakaları içindeki sudan yararlanarak hayatta kalabilmektedirler. Sığ kök yapısına sahip ağaçlar, yaz kuraklığı olan bölgelerde susuzluk nedeniyle hayatlarını devam ettiremezler. Ayrıca kazık köklü ağaç türleri fırtınalara karşı oldukça dayanıklıdırlar. Kazık kök yapan türler içindeki en dikkat çekici olanı çamlardır.
Sığ (saçak) kök şeklinde ağacın derine giden belirgin bir ana kökü bulunmaz. Kökler yatay vaziyette gelişir ve yalnızca ince ve kılcal kökler aşağı doğru ilerleyebilir. Sığ (saçak) kök yapan ağaç türlerinin tipik temsilcileri ladinler ve huşlardır. Sığ köklü ağaç türleri genellikle toprağın su sıkıntısı olmayan bölgelerinde doğal olarak yetişmiş türlerdir. Sığ (saçak) köklü ağaçlar fırtınalara karşı dayanıksızdırlar. Kalp kök şekline sahip ağaç türlerinde kökün çok uzun olmayan bir ana kökü vardır, ayrıca yan kökleri de oldukça iyi gelişmiş durumdadır. Ağaç ve çalı türlerinin çoğunda kalp kök sistemi gelişmiş durumdadır.
Dikim yapılacak fidanlar, çıplak köklü veya topraklı olabilir. Çıplak köklü fidanlar genellikle küçüktür. Topraklı fidanlar ise tüplü fidan veya root-ball' ı olarak elde edildiği gibi topraklı fidan dışında kaplı fidan da olabilir. Çıplak köklü fidanların kökü tamamen açıktadır. Topraklı fidanlar ise kökü herhangi bir şekilde topraklı olan yani dikilirken kökündeki toprakla birlikte dikilen fidanlardır. Tüp ve kaplardan dışarı çıkmış olan kök uçları tıraşlanmalıdır. Ayrıca sert kaplar içinde yetiştirilmiş olan fidanlarda kök kıvrılmaları olur. Bunların da tıraşlanması gereklidir. Bu fidanlarda da dikimden önce çıplak köklü fidanlar kadar olmasa da yine de bir dal budaması yapılmalıdır.
Ekoloji ve bitki ilişkisini incelersek, bitkiler açısından bakıldığında doğa koşulları sırasıyla sıcaklık, don, yağış, kar, nem, ışık, rüzgar, ana kaya, toprak derinliği ve türü, taban suyu, bakı ve eğimdir. Tüm bu olaylar bitkileri birinci dereceden etkiler. İlk olarak bu etkileri incelemeye sıcaklık ile başlayalım. Bilim adamlarına göre bitkilerin yayılışında en önemli unsur sıcaklıktır. Ağaçların belirli sıcaklık zonları vardır. Bunlar; -Tipik bitkisi palmiye olan palmetum zonu -Tipik bitkisi defne olan Lauretum zonu -Tipik bitkisi kestane olan castanetum zonu -Tipik bitkisi kayın olan fagetum zonu -Tipik bitkisi ladin ve göknar olan picetum- abietum zonu -Tipik bitkisi Alp ve polar otları olan poleretum- alpinetum zonudur.
Ülkemizde sıcaklığın yeteri kadar yüksek olmaması nedeniyle palmetum zonu yoktur. Peyzaj planlamada yukarıda verilen zonlardaki tür seçimleri dikkate alınmadan türlerin seçimine gidilmesi doğru değildir. Örneğin picetum- abietum zonundaki abies nordmanniana ve picea orientalis gibi ağaçların Antalya sahilinde bulunan lauretum zonuna dikilmesi durumunda bitkilerin özenle bakımı yapılsa bile yaşama şansı yüksek değildir. Aynı şekilde defne ağacı da (laurus nobilis) Karadeniz dağlarında yetişmez. Peyzaj alanlarında ağaç ve çalıların aylık sıcaklık ortalaması 10 derece üzerine çıktığı zaman vejetasyon dönem başlatırken, çim bitkileri 7 derece gibi daha düşük bir sıcaklıkta büyümeye başlayabilir. Vejetasyon dönemi kısaca ilkbahar aylarında ortalama sıcaklığın 10 derecenin üzerine çıkması ve sonbaharda 10 derecenin altına düşmesi arasındadır.
Ağaçlarda ve çalılarda budama faaliyetleri, vejetasyon dönemi dışında hatta vejetasyon dönemi başlamadan hemen önce (ilkbahar başı) yapılmalıdır. Bu dönem Antalya' da şubat ayı iken Erzurum' da mayıs ayı olabilir. Yani budama zamanını sıcaklık ve vejetasyon dönemi belirler. Bu arada yükseklik arttıkça sıcaklık azalır. Her yüz metrede 0.5 derece sıcaklık düşer.
Bu yazımızı oluştururken kaynak olarak "Peyzaj Bakım Teknikleri" Prof. Dr. Cemil Ata Hocamızın kitabından yararlandık. Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere iyi çalışmalar dileriz.